Her zaman sizlerle paylaştığım gibi, içinde bulunduğum eğitim, internet , e-ticaret camiasında ve blogger etkinliklerinde yaşadığım olayları ve güncel gelişmeleri KOBİ’ler açısından da değerlendirmeye gayret ediyorum. KOBİLİFE dergisi yazılarım için konuya, KOBİ’ler ve küçük büyük tüm girişimciler için bir fırsat var mı, ve varsa bunu sizlerle nasıl paylaşabilir diye yaklaşmaya çalışıyorum. Bu ayın yazı konusunu ise sanırım başlıktan tahmin ediyorsunuz. Konu, Müze Mağazaları’na ürün ve hizmet tedarik etme fırsatının değerlendirilmesi.
Haziran ayı içinde Topkapı Sarayı’nda katıldığım bir blogger etkinliği bu konuyla ilgili yazımın temelini oluşturdu. Bilkent Holding bünyesindeki Bilkent Kültür Girişimi’nin (BKG) heyecan verici “Müze Mağazacılığı” projesinin anlatıldığı bu etkinlik, yine bu proje kapsamında açılan “Müze Kahvesi’nde” başladı. Müze mağazasını inceleme turu ile devam eden gezimiz Topkapı Sarayı ziyareti ile sona erdi. Etkinlik internet dünyasında takip edilen bazı blog yazarlarını bir araya getirdi. Kültür, sanat yaşam, seyahat konusunda yazan bloggerların yanı sıra, pazarlama, iş hayatı, insan kaynakları ve yemek konularında yazan bloggerlar da bu etkinliğe katılmıştı. Oldukça keyifli geçen bir Pazar günü, keyifli olduğu kadar katılımcılara değer katan faydalı bir gün oldu. Bu tur ve bilgi paylaşımı etkinliği BKG’nin murahhas azalarından Orhan Hallik ve BKG yöneticilerinin evsahipliğinde gerçekleşti. Ziyaret sırasında kendilerinden, KOBİLİFE okuyucularıyla paylaşabileceğim önemli bilgiler edinmekten ve KOBİ’lerin değerlendirebilecekleri fırsatlar hakkında görüş alışverişinde bulunmaktan mutluluk duydum. Sayın Hallik’in yürekten sahiplendiği bu çok kapsamlı projenin, sadece KOBİ’lere değil , çok farklı paydaşlara fırsatlar sunmasından dolayı ve ülkemize evrensel düzeyde değer katacak boyutlarıyla hepimizi heyecanlandırdığını gözledim.
Müze mağazacılığı projesi yaklaşık bir yıllık uygulama geçmişiyle henüz yeni sayılabilecek bir proje. Ancak, tüm hızıyla yaygınlaşmaya devam ediyor. Farklı boyutlarıyla çok yönden ilerlemesi öngörülen bu projenin belki de farklılık yaratan en önemli özelliği, projenin sürekliliğinin titizlikle planlanmış olması. Hepimiz biliyoruz ki projelerin en az başlaması kadar sürdürülebilir olması, projenin en önemli başarı kriterlerinden birisi. Bu proje öylesine kapsamlı ve çok boyutlu ki sadece KOBİ’lere değil, misyonu, hedefleri ve operasyonlarıyla birçok paydaşına değer yaratan parçalardan oluşan ama bir o kadar da bütünlüğü olan bir proje. Bu parçaların KOBİ’leri ilgilendiren kısmını açıklamaya gelince, isterseniz ilgili web sitelerini ziyaret ederek bunların neler olduğunu hep birlikte ele alalım. Böylece, bu bilgileri sadece dergide okuyup geçmek yerine çok sayıda bölgemizde hayata geçen ve geçecek olan “Müze Kahvesi” ve “Müze Mağazacılığı” konseptinie uygun, kendiniz için sürdürülebilir girişimler planlamak üzere bu konuyu ele almanız kolaylaşsın. Unutmayın ki, fırsatlar, ancak siz o fırsatların yakınında olmayı başarabiliyorsanız karşınıza çıkacaktır.
Projeyle ilgili önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın web sitesinde (http://www.kultur.gov.tr) ilgili sayfaları taramakta yarar var. Bakanlığın sitesinden erişilen Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) 2009 yılı faaliyet raporunda şöyle açıklanıyor. http://dosim.kulturturizm.gov.tr
“Müze ve Örenyerlerindeki Satış Alanları ve Ticari Faaliyetlerin Yönetimi, Yürütülmesi, Geliştirilmesi, Ürün ve Hizmet Teda¬riki ihalesi sonuçlandırılmış, ihaleyi kazanan Bilkent Holding bünyesindeki Bilkent Kültür Girişimi ile sekiz yılı kapsayan bir sözleşme imzalanmıştır. Sekiz yılın sonunda müze ve ören¬yerlerindeki ticari faaliyetlerden elde edilmesi hedeflenen ciro 465 milyon TL olup belirtilen miktar üzerinden DÖSİMM’e ödenmesi beklenen miktar 75 milyon TL civarındadır…..”
Raporda dikkat çeken bir diğer bilgi; “…Müze ve örenyeri gelirlerinde büyük bir artış kaydedilmiş, 2007 yılındaki 82 milyon TL’lik gelir 2009 yılı sonu itibariyle %79 artarak 146,7 milyon TL’ye ulaşmıştır. DÖSİMM’in 2009 yılı toplam geliri ise bir önceki yıla göre %23 oranında (35,3 milyon TL) artarak, 190.942.291 TL’ye ulaşmıştır.
Bu kısa ön bilgilere ulaştıktan sonra Bilkent Kültür Girişimi’nin web sitesinden sanal turumuza devam edelim. (http://www.bkg.com.tr) Bu noktada hemen belirtmek isterim ki web siteleri hala geliştirilmeye devam ediyor. Zaman içinde gerek içerik, gerek web 2.0 özelliklerinin artacağı bilgisi de etkinlik esnasında bizlere iletildi. E-konularla ilgilenen bir araştırmacı olarak sitede ilk dikkatimi çeken “Sanal Mağaza” uygulaması olsa da, o bağlantıya tıklamayı ve incelemeyi sizlere bırakıp sanal turumuza adım adım devam etmekte yarar var. Ana sayfada fotoğraf ve fiyat bilgileriyle çeşitli ürünler yer almakta. Sabun çeşitleri, baskılı tişörtler, yastık kılıfları, saraylarda sergilenen, örneğin, Topkapı sarayında sergilenen şamdan ve benzeri eserlerin replikaları arasında belki de daha ilk sayfada KOB’ler kendi üretim faaliyetine uygun olan ürünler olduğunu yakalamış bile olabilir. Yakalamış olsun veya olmasın farketmez, sitede “Hakkımızda” bağlantısına göz atıp bu girişimin misyonu ve hedefleri hakkında bilgi edinilirse, BKG’nin kendi hedefine ulaşması için KOBİ’ler verecekleri katkıları daha sonuç odaklı planlayabilir. Hakkımızda sayfasında, menüde yine ister istemez “Satın Alma” bağlantısı gözüme çarpıyor. Bu kez KOBİ’ler bu girişimde nasıl tedarikçi olabilir bilgisini yakaladığımıza göre misyon ve hedeflerini inceleme konusunu kısa bir süreliğine erteleyip hızlıca bu bilgileri inceliyoruz.
Bu bölümde verilen bilgiye göre, tedarikçi olmak istiyorsanız, satinalma@bkg.com.tr adresine firmanızı ve ürünlerinizi tanıtan bir e-posta yollamanız rica ediliyor. Yollayacağınız e-postayla firma adı, yetkili kişi, faaliyet konusu, firma adres bilgileri ve varsa web sitesinin yanısıra ürün/hizmet açıklaması ve fotoğraflarının paylaşılması bekleniyor. Siteden sorumlu arkadaşların ifdesine göre zaman içinde bu tarz bir iletişim çok daha etkileşimli gerçekleşecek. Muhtemelen bu işlem doğrudan web sitesi üstünden doldurulabilen bir formla birlikte, ürün fotoğrafları BKG’nin web sitesine yüklenebilir hale dönüşerek çok daha kullanıcı dostu bir yapıya kavuşacaktır.
Burada tedarikçiler için önemli olan ve etkinlik toplantısında da vurgulanan bir konuya dikkat çekmekte yarar var. Satın alma bağlantısında konuyla ilgili açıklama şu şekilde. “BKG, hizmetleri mümkün olan en yüksek performans standartlarıyla verebilmek için, perakendecilik, mağaza yönetimi ve servis sağlama konularında var olan kapasitesini ve uzmanlığını daha da güçlendirecek kurum ve kuruluşlarla beraber çalışacaktır”. Diğer bir ifadeyle ürün ve hizmet kalitesine gerçekten çok önem veriliyor. Bu önemli vurguyu biraz daha açmakta yarar görüyorum. Yurtdışı gezilerimizde özellikle eşimin vazgeçemeyeceği tutkularından biri olan müze gezilerimizin başlangıç veya bitiş noktasındaki müze mağazalarında ürünlere göz atarken şahit olduğumuz en dikkat çekici konulardan birisi şu olmuştur. Mağazada, müzeyle, şehirle, ve ülkeyle ilgili çok çeşitli sayıda, boyutta, fiyatta ürünler, tarihi ve kültürel hatıra eşyaları satılırken, ürünler tasarım ve üretim kalitesi olarak çok etkileyici oluyor, adeta oradaki anıları yaşatmak adına birşeyler satın alma ihtiyacı doğuruyordu. Zaten müzeyi gezen ve oradan bir hatıra, hediyelik bir eşya almak isteyen kişi bu alışverişe gönüllü olan, fiyattan çok o ürünün onda bıraktığı güzel anılarla ilgilenen kişiler. Bu ürünleri yaşamının bir parçası haline getirmek istediği için veya sevdikleriyle paylaşmak için satın alıyorlar. Gezilerini tarihi ve kültürel yerleri ziyaret ederek değerlendiren bu kişiler için bu ürünler yaşam tarzlarının önemli bir parçası. Anılarını, gezip gördükleri yerleri bu ürünlerle yaşatmak isteyen kişiler oldukları düşünülürse, onlara bu ihtiyaçlarını karşılayacak özgün tasarımlı ve kaliteli ürünler sunmanın ne denli önemli olduğuna şaşmamak lazım. Bir örnek vermek daha gerekirse bizim için müze mağazalarından aldığımız bu ürünlerin kendisinin özel olması kadar paketlenmesi, özellikle kırılma, örselenme riski olanların özenle kutulanması bile çok önemli olmuştur.
Topkapı sarayında Müze Mağazası’nı gezerken arkadaşlarla ve yetkililerle bu konuları dile getirdiik. O yabancı ülkelerin müze mağazalarında gördüğümüz ürünlerin, işletme anlayışının neden bizim ülkemiz gibi tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu bir ülkede daha önce gerçekleşemediğine hayıflananan sadece ben ve eşim değilmiş elbette. Topkapı Sarayı müze mağazasını gezerken hayıflandığımız konuların aşılmış olduğunu görmek sanıyorum sadece benim için değil hepimiz için umut ışığı oldu. Kapıdan girer girmez ikram edilen Türk lokumuyla ağzımızı tatlandırdıktan sonra gerçekten farklı bir anlayışın yansıması olan mağazayı incelemeye koyulduk. Uluslarası standartlarda, belki de birçok ülkedeki benzerlerinden çok daha titizlikle işletilen bir müze mağazasındaydık. Ürünlerin raflara dizilişinden ve sergilenişinden, mağaza sorumlularının tutum ve davranışlarıına kadar özenle kurgulanmış bir mağaza. Çok zevkli ürünlerin yanı sıra Türk kahvesinin içilebildiği, Türk lokumlarının ve müzeyi gezenlerin ihtiyacı olan içecek ve yiyeceklerin görselliğine de önem verilerek satışa sunulduğu ve oturma yerlerini de barındıran küçük bir büfe bile vardı mağazanın içinde.
Kısacası, BKG sitesinde yer alan hedeflerin Müze Mağazası ve Müze Kahvesi’ne yansıtılmış olduğunu gözlemledik. Söz konusu hedefler arasında sizlerle paylaşmak istediklerimiz KOBİ’lerin değerlendirmesi gereken fırsatları açık bir şekilde ortaya koymakta.
BKG Hedefleri:
• Müze ve Ören Yerleri’ne gelen ziyaretçilerle kültürel iletişimin güçlendirilmesi amacıyla müzenin markasını taşıyan ve Türkiye’nin kültürel değerlerini yansıtan çağdaş standartlarda hazırlanmış geleneksel ürünler ve tasarımlar sunmak,
• Yerel halkın üretimini destekleyerek bölgelerde sürdürülebilir ekonomiye katkıda bulunmak.
Sayın Orhan Hallik’in ifadeleriyle hedeflerine ve misyonlarını aktarmaya devam edecek olursak ;
“Hedefimiz, 8 yıl içinde 55 müze ve ören yerinde toplam 95 Müze Mağazası ve Müze’nin Kahvesi açmak ve müze mağazalarını uluslararası standartlarda birer işletme haline getirmek. Öte yandan müzeleri ziyaret eden yerli ve yabancı kişi sayısını arttırmak ve kültürel değerlerimizi yansıtan ürünler aracılığıyla Anadolu kültürünün uluslararası platformda bilinirliğinin artırılması başlıca sorumluluklarımızdan biri. Anadolu kültüründen beslenen sanatçılar ile çalışıyor ve mağazalarımızda satışa sunulan ürünlerin bu topraklar üzerinde var olmuş tüm kültürlerin değerlerini ve hazinelerini yansıtan, hikâyelerini barındıran çağdaş ve yaratıcı ürünler olmasına büyük önem veriyoruz. Doğru fiyat politikaları ve iletişim çalışmaları ile el sanatçılarının uluslararası düzeydeki bilinirliğini artırmak bu noktadaki en önemli itici gücümüz. İşletmekte olduğumuz müze mağazaları ve çalışmalarına başladığımız kültürel projeler aracılığıyla turizm sektörünün canlanmasına katkıda bulunmayı ve bu sayede sektörde istihdamın artırılmasını sağlamayı amaçlıyoruz”
Dergide bana ayrılan yer sınırını aşmış olduğumu tahmin etsem de yazımı yine Sayın Hallik’ten bir alıntı yaparak ve yorumumu ekleyerek tamamlamak istiyorum.
“Dünyanın çok az ülkesinde var olan bu zenginlikteki bir kültürel mirası etkili bir şekilde değerlendirmek bizlerin elinde. Bu nedenle de uluslararası müzecilik platformunda öncü olma potansiyeline sahip olan ülkemizde bu alanda gerçekleştirilecek tüm çalışmalar aracılığıyla yerli ve yabancı tüm ziyaretçileri adeta birer gönüllü Türk Kültür elçisi haline getirmeliyiz.”
Bir cevap yazın