Bugün Twitter’da aşağıdaki girişi yaptıktan sonra dedim ki, hiç durma ve hemen yaz.
“Hipotez Testlerini anlattığım zamanlar keşke bu konuyu kavramsal olarak herkese anlatabilsem diye düşünürüm. Kişisel sitemde mi yazsam?”
Daha önce duymayanlar varsa hemen belirteyim. Öğretim üyeliği’ne adımımı attığım ilk yıldan itibaren İşletme İstatistiği dersi veririm. İstatistik hocalığımı daha sonraki yazılarıma bırakıp, Hipotez testi konusuna dönmek istiyorum. Konu istatistikmiş deyip yazıyı okumayı bırakmayın derim. Konu aslında yaşamı değerlendirmek.
Hipotezler aslında günlük yaşamımızda sürekli ürettiğimiz varsayımlar olarak düşünülebilir. Kendinize bir sorun bakalım gün içinde nasıl ve hangi varsayımlarda bulundunuz? En çok yaptıklarımızdan birisi muhtemelen belli bir saatte yetişmemiz gereken bir yere ulaşmak için harcayacağımız zamanla ilgili yaptığımız varsayımlar. Örneğin;
Bugün akşam (Perşembe günü) MBA İstatistik dersime yetişmek için saat 18:00 de işten çıksam, gidiş sürem yaklaşık 40 dakika alır. Ders 19:00’da başlayacağına göre ehh biraz da atıştıracak zamanım olur. Aksi halde midem kazınır Şule Hoca’nın dersini anlayamam. Derste çok kolay bir ders sayılmaz hani.
Gelelim bu varsayımın testini yapmaya. Varsaydığımız ortalama varış süresi 40 dakika ama bunun bir sapması var elbette. Hani üç aşağı beş yukarı dediğimiz cinsten. Diyelim ki bu sapma da ortalama olarak 5 dakika. Şimdi size soruyorum 40 dakika içinde okula varsanız, (bu süre 35-45 dakika arası olması da muhtemel deyip varsayımınıza bir tolerans tanıyalım.)
Eğer bu zaman limiti içinde okula varsanız varsayımınız doğrulanır mı? Şimdilik common sense cevap olarak “evet doğrulanır” Toleransı biraz daha artırıp 5’er dakiak daha ekleyin yine varsayımınızdan çok şüphe etmezsiniz. Dersiniz ki ben zaten ortalama bir süre takdir etmiştim.
Pekiiii …ya bu süre 1,5 saat olursa ve benim dersimin en önemli giriş cümlelerini kaçırırsanız ne diyeceksiniz. Seslerinizi duyuyor gibiyim…. TRAFİK… İşte şimdi olmadı…
İtiraf etmeniz gereken durum şu Galiba benim varsayımım yanlış!
Sevgili Eşim Uğur Özmen’i örnek alarak kısa yazmayı kendime amaç edineceğim. Şimdilik bu kadar ama konu çok spekülasyona açık farkındayım.
Varsayımlar hayat tecrübelerimize dayanıyor aslında..varsayım yapmaz veya varsayımı hayatımız içerisinde kullanmazsak her konuda belkide saatlerce hesap etme,etrafımızdakilere sorma veya araştırma gerektireceğinden insanoğlu yaşadığı tecrübeleri bir kenara not etmeyi ihmal etmiyor..sonrada varsayımı zamanı gelince iyi yada kötü kullanıyor..problemlerin çözümünde de varsayım ile başlanmazsa en baştan başlanması gerekiyor..tabii bazen varsayımlarınız olması sizi körleştirebiliyor ve kritik verileri kaçırmanıza da neden olabiliyor..bende daha fazla konuyu uzatmadan “varsayımlarımızın yalnızca varsayım” olduğunu hatırlamamız dileklerimle bitiriyorum:)