Kobilife Mart 2011 sayısı
2010 Yılı e-ticaretin büyüdüğü ve yaygınlaştığı bir yıl oldu. Bunun 2011 ve özellikle de 2012 yılında dikkat çekici bir artış göstereceği öngörülmekte. Pazarın büyümesi ortaya çıkmış olan fırsatların öneminin artmasının yanı sıra yeni fırsatların da ortaya çıkacağı anlamına geliyor. KOBİ’lerin bu büyüme ve yaygınlaşmayı değerlendirmeleri çok akıllıca olacaktır. KOBİLİFE’ın geçen sayılarında belirttiğim gibi yeni Türk Ticaret Yasası’nda şirketlerin web sitesi yapma zorunluluğu ile pazardaki gelişmeleri birlikte değerlendirecek olursak, tüm şirketlerin e-ticaret ve e-uygulamalar konusunda vizyonlarını geliştirmeleri ortaya çıkacak fırsatları görmelerini sağlayacaktır.
E-ticaret pazarı başta A.B.D. olmak üzere tüm dünyada artış gösterdi. Ülkemizde de e-ticaret istatistikleri (http://www.bkm.com.tr) ve ülkemiz e-ticaret pazarında önemli pay sahibi sitelerinin sundukları veri, rapor ve demeçlerine göre, hem işlem hacminde hem de işlem sayısında eski yıllara göre daha fazla artış söz konusu. Büyüme ile ilgili dikkat çekilen diğer bir nokta ise İnternet penetrasyonunun yanı sıra İnternet üstünden alışverişte kullanılan kredi kartı penetrasyonundaki artış. Erkek ağırlıklı internet işlemlerinde kadınlar da söz sahibi olmaya başladığı ise bir diğer önemli saptama. Bunun en önemli sebeplerinden birisi olarak indirimli satışlar yapan özel alışveriş siteleri (limango.com.tr, markafoni.com.tr vb) ve özellikle hizmet satışlarında anlamlı indirimler sunan grup satın alma siteleri gösteriliyor.
Bu gelişmelerin ışığında, KOBİ’lerin dikkatine sunmak istediğim önemli bir konu, hizmet ve ürün alımında tüketici alışkanlıklarının ve satın alma süreçlerinin hızla değişmesi. İnternet, ürün ve hizmet seçim şeklini, satın alma kararı öncesinde yapılan araştırma şeklini, alıveriş işlemini, alışveriş sonrası yaşanan süreçleri değiştirdi. Bu durum, hem bireysel hem kurumsal satın almalara yansıdı. Arama işi İnternet üstünden yapılıyor. Üstelik arama işlevi sadece arama motorlarından gerçekleşmiyor. Ürün seçiminde sosyal mecraların, paylaşım sitelerinin, blogların ve mini blogların etkisi arttı. Arkadaş tavsiyesi ve referans sistemi ön plana çıkıyor. Alışveriş işlemi için yerel tedarikçilerle yetinmek yerine, alıcılar daha geniş coğrafi alanlara; ülke ve dünya bazında satıcılara yöneliyor. Teklif, artık alıcıdan çok satıcı kaynaklı gelişiyor. Tedarikçilerden, alıcı ihtiyacı doğduğu anda uygun teklifi sunması bekleniyor. Alışveriş sürecinin önemli aşaması, eskiden alışveriş işlemi sonlanana kadarken, şimdi satış sonrası süreçlerin önemi arttı. Alıcı ürün veya hizmetlerden memnun kalmadıysa bunu her mecradan dile getiriyor. Olumsuz görüşlerin sosyal mecralarda yer alması şirket imajını olumsuz etkiliyor. Fakat, memnun kalırsa, bunu eşine dostuna tavsiye ediyor. İnternette, “beğendim” (like) düğmesiyle paylaşıyor yorum yapıyor ve satışlarda daha etkin bir rol oynuyor.
Webrazzi.com’da 17 Şubat 2011’de yayınlanan hepsiburada.com 2011 raporunda yer alan verilerin konuyla ilgili açıklayıcı bilgi değeri yüksek veriler olduğunu görüyoruz. http://www.webrazzi.com/2011/02/17/hepsiburada-2010-raporu/
Siteye üye olma sayısından tutun da işlem yapanların, yorum bırakanların ve üç büyük il dışında alışveriş yapanların sayılarında dikkat çekici artışlar söz konusu. Yapılan alışverişlerdeki ürün çeşitlerine bakıldığında akıllı telefon ve tablet bilgisayar satışlarında artış söz konusu. Bu ürünlerin en önemli özelliği e-işlemleri yapabilme hız ve kolaylığı. Yeni tüketiciler, artık internet üstünden mümkünse mobil iken ticari işlemlerini gerçekleştirmek istiyor. Hız konusunda bile hassasiyetlerini gösteren kanıtlardan birisi bu cihazların ekranlarının dokunmatik olması. Akıllı cep telefonlarının, tablet bilgisayarların satışlarındaki artış ve bu cihazlara indirilen uygulamalar sayesinde yapılan ticari işlemler, satın almalar hızla artıyor. Örneğin havayolu şirketlerinin, perakende mağazaların, bankaların bu cihazlar üstünden erişim ve işlemi kolaylaştıran uygulamaları, ücretsiz olarak tüketicinin kullanıma açılmış durumda. Bunu görebilen şirketler de akıllı cihazlar üstünden kendilerine erişilebilecek özel uygulamalara yönelmeye başladılar. Tüketicinin ayağına gitmek ve işlemi tüketicilerin değil alıcıların teklif sunarak başlatmasında kastettiğim durum bu. Müşteri edinmek istiyorsanız sanal dünyadaki dijital tüketicinin ihtyacını isabetli bir biçimde saptayıp, ihtiyacın doğduğu anda karşısına çıkmaktan başka çare kalmayacak görünüyor.
Gerek raporlara göre, gerek uzman görüşleri ve istatistikler, 2010 yılının e-ticaret açısından parlak geçtiğini gösteriyor. 2010 yılında gerçekleşen e-ticaretle ilgili rakamların önümüzdeki yılların potansiyelinin göstergesi olduğuna şüphe yok. Bu gelişmelerin 2000 yılında patlayan dot.com balonuna benzetilmesi de çok doğru değil. Açıkcası o dönemde çok sayıda bilinmeyen ve denenmemiş e-uygulamalar ortaya çıkmıştı. İnternet ve e-ticaret pazarı yeterince büyük değildi ve İnternet erişim hızı ve bant genişliği tüketicilerin ihtiyacını karşılamaktan uzak, satıcıların da ürün ve hizmet geliştirmelerine bu denli uygun değildi. Ayrıca o dönemin girişimleri daha çok “e” temelli girişimcilerdi ve ticari hatalar yaptılar. Oysa içinde bulunduğumuz dönemde durum bundan farklı görünüyor. Tavsiyem ticari bilgi ve becerilerinizi e-dünyanın sunduğu fırsatları değerlendirmek için kullanmanız. Fakat en önemli şart bu dünyanın kurallarına göre hareket etmek.
Bir cevap yazın